HAKİKATİMİZ VE GENÇLİĞİMİZ
BÜYÜK DOĞU ideali, kendi tekerlemeleriyle, milliyetçiliğin de, cumhuriyetçiliğin de, devletçiliğin de, halkçılığın da ve daha niceliğin de, neciliğin de aslına ve hakikatine malik olarak şudur: Menbaından mansabına kadar, bütün Türk tarihini, mazisini ve istikbalini kucaklayan, o aziz varlığı topyekûn cihan tarihinin en aziz fikir çileleri içinde yetişmiş bir ehliyetle kâinat çapında bir mizan ve murakabeye tâbi tutan, yarasa gözlü asrî yobazlara gerici görünecek derecede ileri bir istikbalden haber veren, bazı memleket içi insan müsveddelerine mürteci görünürken, bazı Avrupalılara bütün insanlığın beklediği ideolocyayı belirtici bir derinlik ve mükemmellik hissi veren; ve ilerinin ilerisi son ileriyi, nihayet ne olsa dediği olacak olan Allah ve Peygamberinin isim mihrakına bağlayan; ve dün, bugün ve yarın arasındaki daireyi kırmadan tamamlayan, eksiksiz ve tezatsız kurtuluş sistemi…
· Bilgisi, irfanı ve tecrübesi ne olursa olsun, millî bir mefharet halinde taşıdığı hudutsuz sezişiyle, halis tabakadan Türk halkı ve gençliği, bütün sahte ıslahat tarihimiz boyunca görülmemiş bulunan bu sahiciliği pek güzel anlamış ve köküne kadar benimsemiştir.
· Bugün aralarında yarım – yamalak politika adamları da boy göstermiş olarak, yaşları 50 ile 25 arasında, yüzbinleri aşan bir gençlik ve orta yaşlılık zümresini (formasyon-şekilleniş) bakımından Büyük Doğu idealinin teknesinde yuğrulmuş kabul edebilirsiniz. İçlerinde illetli doğanlar ve gerçek bir uzviyet ahengine erememiş olanlar varsa, kabahat bizde değil, kendilerinde, kendilerini çabucak “oldum!” saymalarındadır.
· Bugün Meclislerde, parti liderliklerinde, hattâ bir aralık bakan koltuklarında gördüğümüz bu ilk örneklerin dâvanın çetinliği ve kendisinin çilesizliği yüzünden kavruk çıktıklarını tesbit ve en büyük ümidimizi, henüz (agora meydan) yerine çıkmak fırsatını bulmamış, 25-35 yaşları arasındaki gençliğe bağladığımızı kaydederiz.
· Tesirimiz düşman kutublar üzerinde bile o kadar derin olmuştur ki, bugün komünistlerin fikirci geçinenleri, muhabbet hedeflerimiz üzerinde olmasa da nefret hedeflerimizde bizimle beraberliğe kalkmışlar, (Marks) ve (Engels) in (Hegel) metaryalizmasını ters-yüz etmeleri gibi bizim (diyalektik-fikri aşılama sanatı)mızı aparmaya kadar varmışlardır. Ama ne yapsalar boş… “Ezzıddân, lâyectemiân-zıtlar biraraya gelemez!”
· Halk Partisinin Cumhuriyet koruyucusu ileri gençliği de işi (favori) ve tam bir başıboşlukta bitirmiş ve meydan, hak ile bâtıl, iki dâva gençliğine kalmıştır: Biz ve onlar! Onlar ki, süngü kuvvetiyle dudakları perçinlenmiş olsa da kalbleri intizamla işlemektedir ve bu kalbleri durdurabilmek gücü ancak bizim gençliğimizin elinde…
· Ona bıraktığımız, ebediyet bestesi bu nağme yeter!
Necip Fazıl Kısakürek (Rah.a) İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ