
İmtihan için gönderilmiş bulunduğumuz dünya hayatında imtihanın bir neticesi olarak insanlık daimi bir şekilde sınanmaktadır. Kimi zaman ailemizle, kimi zaman iş hayatımızla, kimi zaman düşüncelerimizle, kimi zaman kendi yaptıklarımızla, kimi zaman ise başkalarının yaptıklarıyla sınanırız. Bazen tek tek, bazen ise toplum olarak imtihana tâbi tutuluruz. Tarihi itibariyle insanlık kadar eski olan salgın hastalıklar da elbette bu imtihanın bir neticesidir. Manevî açıdan kendimize çekidüzen vermemiz gerektiğinin bir habercisidir. Kendi içimize dönüp bir özeleştiri yapmamız gerektiğinin bir bildiricisidir. Ölümü yok sayan bizlere, ölümün hatırlatıcısıdır.
Ne var ki Yüce Allah, Müslümanın her halinde bir hayır yaratmıştır. Nitekim Peygamber Efendimiz Sallâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır:
“Müminin hâli ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına güzel bir iş geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı geldiğinde ise sabreder; bu da onun için hayır olur.”[1]
[1] Müslim, Zühd, 64.
Not: Yazının devamı İsmailağa Dergisi'nin Haziran 2020 sayısının içinde...